Malumunuz tüm organların ve dolayısıyla da tuvaletografi ilminin müdürü göt organıdır. Popo demiyorum, zira şairin yahut işte birinin dediği gibi bizim oralarda ‘göt’e “göt” derler. Üç gündür sebepsiz yere (aslında çok da sebepsiz değil zira yetişmesi gereken yazılarım var, işlerim var falan tamam da) bir stres hali içerisinde kıvranıyorum nedense.
Az evvel de bir arkadaşım şu aşağıdaki capsi paylaşınca sıkıntımın nedenini anladım. Meğersem götümde ayı bağırıyorumuş. Normalde götünde ayı bağıran insanın bir şekilde kaçarak götünü ayıdan uzaklaştırması gerekiyor ya. Ben hareketsiz, hiçbir şey yapmadan durduğumda olsa gerek o yüksek desibelli ayı bağırtısı ya da homurtusu benim tadımı iyicene kaçırmış. Bugün döndüm önce o ayıyı sevdim kucakladım, sonra da kaç gündür ne bağırıyon oğlum diye bir tokat patlattım suratına, ve hızlıca kaçmaya başladım.
Hep unutuyorum ama işte uurla hep konuştuğumuz gibi hayat dediğin bir şeylere başlayabilmekle ilgili değil de, daha çok bir şeylere devam edebilmeyi bilmekle yakından alakalı. İşte kısacası koşmaya devam!